Yvette Cooper’ın beceri temelli sistemi, potansiyel göçmenlerden çok az beceri talep ediyor.

Birleşik Krallık’ın göçmenlik sisteminin bundan daha saçma olamayacağını düşünüyorsak, İşçi Partisi hükümeti bizi bir kez daha yanıltmayı başardı.

Telegraph, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) “uzmanlarının” Birleşik Krallık’a “vasıflı işçi” vizesiyle girebileceğini açıkladı. Bu vizeler, sahiplerine Birleşik Krallık’ta beş yıla kadar kalma olanağı sağlıyor. İngiliz şirketlerinin, aksi takdirde doldurulamayacak olan işgücü piyasasındaki kritik beceri eksikliklerini gidermelerine yardımcı olmaları bekleniyor. Ancak pratikte, aklınıza gelebilecek hemen hemen her iş için vize alınabiliyor gibi görünüyor.

İçişleri Bakanlığı’na göre, vasıflı işçi vizesi almaya uygun meslekler arasında sihirbazlar, çocuk şovmenleri, DJ’ler, şairler, blog yazarları ve sosyal medya fenomenleri yer alıyor. İnanılmaz bir şekilde, yabancı dil olarak İngilizce öğretmeni olarak Birleşik Krallık’a bile gelebilirsiniz; bu da Britanya’nın esasen diğer göçmenlerin İngilizce öğrenmesine yardımcı olmak için yurt dışından öğretmen ithal ettiği anlamına geliyor.

İronik olan şu ki, vasıflı işçi vizesi almaya uygun bu iş listesi aslında Mayıs ayında önerilen bir göç “kısıtlaması”nın parçası olarak hazırlanmıştı. İçişleri Bakanı Yvette Cooper, “Birleşik Krallık’ta” ihtiyaç duyulan becerilere dayalı daha katı bir göç sistemi sözü verdi. Düşük vasıflı işçilerin yalnızca inşaat ve mühendislik gibi “kritik sektörlerde” vize alabileceğini söyledi. Ancak İçişleri Bakanlığı çalışanları görünüşe göre bu notu almamış. Ya da belki de bu, İşçi Partisi’nin göç konusunda ikiyüzlü davranmasının bir başka örneği.

Birleşik Krallık’ın vasıflı işçi vizesi programında DEI memurlarının listelenmesi özellikle tuhaf. Öncelikle, çeşitlilik odaklı çalışan sıkıntısı neredeyse yok. Nitekim araştırmalar, Birleşik Krallık’ın dünyadaki diğer tüm ülkelerden daha fazla çeşitlilik ve kapsayıcılık odaklı personele sahip olduğunu gösteriyor. İngiltere’nin bu kutsal olmayan DEI üçlüsüyle ilgili deneyimi de uzaktan yakından olumlu olmadı. “Beyaz ayrıcalığı” gibi ayrıştırıcı kavramları İngiliz işyerlerine yaydı. Çalışanları birbirlerini ırkçı veya bağnaz olarak görmeye teşvik etti. Yerel DEI girişimleri yeterince zarar vermişken, neden yurt dışından daha fazla memur ithal etmek isteyelim ki?

Listedeki diğer meslekler, Birleşik Krallık’ın yakın gelecekte kronik göç bağımlılığından kurtulmaya niyetli olmadığını gösteriyor. Bu durum özellikle sağlık ve sosyal bakım söz konusu olduğunda belirginleşiyor. Ebelikten ruh sağlığı uygulamalarına kadar uzanan bir hemşirelik meslekleri kataloğu da listede yer alıyor. Ayrıca, hem yatılı hem de ev bakıcılarını ve toplum destek çalışanlarını kapsayan “bakım çalışanları ve ev bakıcıları” adlı özel bir kategori de mevcut. Şüphesiz bu roller beceri ve eğitim gerektiriyor ve kısa vadede doldurulmaları gerekiyor. Peki hükümetin böylesine kritik bir sektörde kendi vatandaşlarımızı eğitme çabaları nerede? Sağlık ve sosyal bakım alanındaki işleri, örneğin maaşları artırarak neden daha cazip hale getiremiyoruz?

İngiliz seçmenler, yüksek vasıflı ve ekonomik olarak üretken olanlara öncelik vererek kontrollü göç istediklerini defalarca açıkça dile getiriyor. İşçi Partisi’nin aksi yöndeki vaatlerine rağmen, hâlâ yüz binlerce düşük vasıflı işçiyi davet ediyor, ücretleri düşürüyor ve işletmelerin gelecek neslin eğitimine yatırım yapma teşvikini ortadan kaldırıyoruz.

İngiliz halkı ile siyasi sınıf arasındaki uçurumu göçmenlik kadar gözler önüne seren çok az konu var. Vasıflı işçi listesi, bu uçurumun yakın zamanda kapatılamayacağını gösteriyor.

Kaynak: Spiked